
Diş hekimliğinde, çürük veya aşınma sebebiyle yapısal bütünlüğünü ve işlevini kaybetmiş bir dişe, bozulmuş dokuların dişten uzaklaştırılarak yeniden fonksiyon ve görüntüsünün kazandırılması işlemine “dolgu yapmak” kullanılan malzemeye de ”dolgu malzemesi” denilmektedir.
Diş hekimliğinin ilk zamanlarından beri uygulanan bu tedavi yöntemi, bilim ve teknolojideki gelişmelere bağlı olarak, dolgu yapımında kullanılan malzeme ve materyallerin de gelişmesi, hastalara uzun süreli ve estetik beklentilerinin de karşılandığı tedavi seçeneğini sunmaktadır.
Diş Çürüklerinin Kontrolü
Dişlerinizde çürüğünüz olup olmadığını anlamanın birkaç yolu vardır. Gözle muayene bu metotlardan biridir. Çürükler, siyah-kahverengi görünürler ve çiğneme yüzeyindekiler gözle tespit edilebilirler. Ancak dişlerin ara yüzeylerinden başlayan çürüklerin gözle tespiti pek mümkün değildir.
Yüzeyden görülemeyen bu çürüklerin bulunabilmesi ise radyografik kontroller gerekebilir. Bazı durumlarda çürük tespiti amacıyla özel boyalar da kullanılabilir. Çürük, çatlak, kırık ya da aşınmış dişlerin dolgu ile restore edilmesi, dişin daha uzun süre kullanılması, çiğneme fonksiyonu ve estetik için önemlidir.
Hangi Dolgu: Amalgam mı? Kompozit mi?
Dolgu çeşitlerinden biri olan Amalgam (gri) dolgular, çok uzun yıllardan beri kullanılmaktadır. Ancak içeriğindeki civanın zararlı olma ihtimali ve uzun vadede büyük dolgularda dişte kırıklara neden olması günümüzde kullanımı oldukça azalmıştır.
Kompozit (beyaz) dolguların kullanımı ise o kadar eskiye dayanmamaktadır. Ancak ilerleyen teknolojiyle fiziksel özellikleri ile diş dokularıyla hemen hemen aynı ve amalgam dolgulara göre oldukça iyi, estetik ve sağlam dolgular elde edilmektedir.
Kompozit dolguların yapımında, hekim tedavisini bitirdiğinde dolgunun sertleşmesi de tamamen bitmiş olur. Ancak dolgu sırasında anestezi uygulanması gerektiyse, fark etmeden yanak, dudak veya dili ısırmamak için uyuşukluk geçene kadar yemek yenmemesi gerekir.
Dolgu Yapıldıktan Sonra
Dolgu yapıldıktan sonra tedavi edilen dişte hassasiyet ortaya çıkabilir. Dişte basınç, hava, tatlı yiyecekler ya da ısıya karşı hassasiyet oluşabilir. Çoğunlukla bu hassasiyet bir ya da iki hafta içinde azalarak sona erer.
Hassasiyet yapan yiyecek ve içeceklere dikkat etmekte fayda vardır. Eğer iki hafta içinde azalmayan aşırı hassasiyetiniz varsa diş hekiminiz ile temasa geçmelisiniz. Hassasiyetinizi tam olarak açıklamanız diş hekiminizin daha sonra ne yapması gerektiğine karar vermesinde önemli ölçüde yardımcı olacaktır.
Dolgunun yeniden şekillendirilmesi ya da yerine yenisinin yapılması mümkündür. Aynı zamanda diş hekimi dolgunun altına diş hassasiyetini giderici ajan da koyabilir. Ancak dolgu derinse sorunu çözebilmek için kanal tedavisi yapılması gerekebilir.
Dt. Şeyda Kızılırmak muayenehanesi ile iletişime geçerek diş dolguları ve diş dolgularının fiyatları hakkında daha detaylı bilgi alabilirsiniz.